SAYIN BAKAN ÇOK ŞEY SÖYLEMİŞ AMA, HİÇ BİR ŞEY SÖYLEMEMİŞ....
OĞLU KUMAR OYNUYOR MU OYNAMIYOR MU BELLİ DEĞİL!!!
BU DA KOMPLO OLMASIN SAKIN?
BİR KERE DE DOĞRUYU SÖYLESENİZ OLMUYOR MU ALLAH AŞKINA!!!
BAKALIM BUNA NE KILIF UYDURULACAK????
Binali Yıldırım oğlunun 'kumar' fotoğrafları için ilk kez konuştu
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, oğlunun kumar masasında çekilmiş fotoğrafları için ilk kez konuştu.
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım'dan, oğlu
Erkan Yıldırım'ın kumar masasında çekilmiş fotoğrafları için ilk
açıklama geldi. Milliyet Gazetesi'nden Serpil Çevikcan'a konuşan Binali
Yıldırım, bazı kuşkuları olduğunu belirterek, "Bunun bana karşı
bir operasyon olduğunu düşünmek için elimizde somut birtakım bilgiler
olması lazım. Aksi takdirde benim siyaset anlayışımda, somut, elle
tutulur bir bilgi-belge olmadıktan sonra onun peşine düşmem" dedi.
Binali Yıldırım'ın sözleri şöyle:
O
yüzden bunun çok masum bir iş olmadığını düşünmekle beraber herhangi
bir adrese de işaret etmiyorum. Kafamda birtakım kuşkular var. Ama bu
eninde sonunda ortaya çıkar. Siyasetçinin ismi her zaman ilgi çeker ama
siyasetteki yöntemi veya gazeteciliğin bu olmadığını düşünüyorum. Belden
aşağı siyaset artık çok modası geçmiş bir siyasettir. Bunu tekrar ihya
etmek isteyenler büyük yanlış içerisine düşerler. Siyaseti aile
üzerinden, çocuklar üzerinden yapmaya kalktığınız zaman bunun bedeli
herkes için ağır olur. Bunun ülkeye de siyasete de katkısı yok.
Kavga
edilecekse, kavganın da bir ahlakı var. O ahlaka riayet etmek lazım.
Özellikle internet ve sosyal medyanın hayatımıza girdiği bu günlerde
algı oluşturma çok moda oldu. Herhangi birini yargısız infaza tabi
tutup, itibarını zedeleyebilirsiniz. Bize düşen insanların kişilik
haklarını korumak, özel hayatlarına saldırı olmasına izin vermemek, tüm
bunları yaparken düşüncelerini ifade edebilmesine de sonuna kadar özen
göstermek.
'Her şeyimiz açık'
HERKES BİLDİĞİNİ AÇIKLASIN: Bunun siyasi bir arka planı olduğunu düşünmek istemiyorum. Ama bunu
yorumlayan gerek medya mensupları, gerek siyasetçiler sıradan bir iş
olmadığını, arka planının mutlaka olabileceğini söylüyorlar. Ben bu
işlere alışığım. 13 yıldır bunun daha ağırına, haksız saldırılara maruz
kaldım. Dolayısıyla şerbetliyim. Daha ne bildikleri varsa herkes
bildiğini açıklasın. Hiç benim umruma gelmez. Ekşi ayran içmedim ki
karnım ağrısın. Ne yaparlarsa yapsınlar. Biz zaten siyasi hayatın
içindeyiz, her şeyimiz açık seçik. Herkesin gözü önünde iş yapıyoruz.
Yaptığımız işleri de günahıyla sevabıyla vatandaş görüyor ve not
veriyor. Bu ve buna benzer ayak oyunları benim için bir şey ifade
etmiyor. Ne zaman endişeye düşerim; vatandaş bana yüzünü çevirdiği
zaman. Benim için en büyük ceza odur. Öbür türlü, kapalı kapılar
arkasında hazırlanan birtakım tezghlar. Daha öteye geçemez.
SİYASET İDDİASIZ OLMAZ:(Genel başkanlık için isminiz geçmişti. Bu konuda iddianız var mı?) Siyasette iddiasız hiçbir şey olmaz. Ama benim iddiam Ak Parti'nin
başarısı, memleketin kalkınmasıdır. Siyasette 13 yılı geride bıraktık.
Konum, makam, mevki benim için samimiyetle söylüyorum ikinci planda. Hiç
oturduğum koltuktan güç almadım, hep o koltuğu güçlendirmek için gece
gündüz çalıştım. Bunu bakanlığımdan görebilirsiniz. Ulaştırma Bakanlığı
80'li, 90'lı yıllarda neredeydi, şimdi nerede? Ülkenin yıllardır
efsaneye dönüşmüş projelerini hayata geçirdik. Benim kısa gün
siyasetiyle, günlük polemik siyasetiyle işim olmadı. Onu da yaparız ama
bu ülkeye faydası yok. Ona laf yetiştir, buna yetiştir, işi kim yapacak?
Ben kendimi hep amele bakan diye tanımlarım. Milletin amelesi. Gurur
duyuyorum. Önemli olan bir yerlere gözünü dikmek değil, aldığınız
sorumluluğun ne kadar hakkını veriyorsunuz onu bilmektir. Mutlaka
siyaset iddia işidir. Kader çizginizde ne varsa onu yaşarsınız. Şu an
başbakanımız da genel başkanımız da var. Dolayısıyla bu gerçeği görmemiz
lazım.
KEŞKE O ZAMAN YAPSAYDIK:
(Cumhurbaşkanı-başbakan ilişkileri) Kim, neyi paylaşamayacak?
Cumhurbaşkanının konumu belli. Cumhuriyet tarihinde en fazla halk
desteği alarak göreve gelmiş bir cumhurbaşkanından söz ediyoruz.
Cumhurbaşkanımızın siyasi sorumluluğu başlamıştır halkın oylarıyla
seçildiği için. Yarın milletin karşısına gittiğinizde ne diyecek, 'Yüzde
52 oy verdik, ne için, ülkede kardeşlik olsun, terör olmasın, bölmeye
çalışanlara fırsat verilmesin, ülke kalkınsın.' Bütün bunların adresi
olarak vatandaş Cumhurbaşkanı'nı görüyor. Keşke o zaman cumhurbaşkanını
halk tarafından seçerken aynı zamanda bütün icranın başı olarak
tanımlasaydık. Anayasadaki çelişkiyi ortadan kaldırsaydık bu dedikodular
hiç olmazdı. Dedikodular itibar ederseniz büyür. Ortaya atılan bu
iddiaların maksatlı olduğunu düşünüyorum.
Ak Parti'nin başarısını etik siyasetle durduramayanlar farklı
yöntemler kullanarak parti içinde acaba bir zaafiyet, ayrışma, siyasi
bir çatışma ortamı oluşturabilir miyiz gayreti içindeler. Bütün fikirler
yüzde 100 uyuşacak diye bir şey yok. Başbakanımızla kabinede
konuşuyoruz, bir kısım arkadaşlar farklı görüşte oluyor, bir karara
varılıyor. Verilen karar benim hoşuma gitmedi. Soluk soluğa çıkıp ben
buna karşı çıktım mı diyeceğim? O olmaz. Bazen görüyorum, Ak Parti'de
görev yapmış arkadaşlar var. İşin dışında kalınca başlıyorlar içeriyi
tenkit etmeye. Ama vatandaş bunlara itibar etmiyor. Diyor ki; "Böyle
düşünüyorsan niye yıllarca o hükümetlerde görev aldın?" Hem orada
durayım, hem muhalif gibi davranayım, bunu kimse yemez. Bu şekilde
hareket edenlerin şimdi ismi bile geçmiyor, okunmuyor.